İmparator üzgün ve öfkeliydi, odasında bir ileri bir geri
yürüyordu, bir köşede de Rainald von Dassel onun sakinleşmesini bekliyordu.
Friedrich bir ara durmuş, Baudolino’nun gözlerinin içine bakmış ve şöyle
demişti: “Sen şahidimsin delikanlı, Ben İtalya kentlerini tek bir yasaya
bağlamak için uğraşıyorum, ama her seferinde baştan başlamam gerekiyor. Yoksa
yasamda mı bir hata var? Yasamın doğru olduğunu kim söylüyor?“ Baudolino da
neredeyse hiç düşünmeden söze girmiş ve: “Soylu Efendim, böyle düşünmeye
başlarsan işin içinden çıkamazsın, nitekim bir imparator işte bunun için
vardır, o aklına doğru fikirler geldiği için imparator değildir ama fikirler,
onun aklına geldiği için doğrudur, çünkü onun aklına gelir, o kadar…” demişti.
Friedrich ona bakmış, sonra Rainald’a şöyle demişti: “Bu çocuk hepinizden daha
iyi konuşuyor! Bu sözcükler bir de iyi bir Latince ile söylense mükemmel olur!”
“Quod principi plaquit legit habet vigorem, prensin hoşuna
giden her şey yasaldır” dedi Rainald von Dassel. “Evet, çok makul ve kesin
geliyor insanın kulağına. Ama bunun için İncil’de yazılı olması gerekir, yoksa
herkesi, bu harika fikri kabul etmeye nasıl ikna edebiliriz?”
Umberto Eco
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder